Çağatay Akman / Gece Gölgenin Rahatına Bak

‘Gece Gölgenin Rahatına Bak’ diyen Çağatay Akman: Günde 1 milyon tık almak artık beni etkilemiyorÇağatay Akman ismini bir kenara not edin. Henüz 18 yaşında ve bir ay önce yayınlanan ilk şarkısı ‘Gece Gölgenin Rahatına Bak’la sadece YouTube’da inanılmaz bir tık oranına kavuşmakla kalmadı, aynı zamanda pek çok müzik platformunda da birinci sıraya oturdu.

Şarkınızın bir ayda 70 milyonun üzerinde tık almasını bekliyor muydunuz?

– Evet, sosyal medyada bir çevrem olduğu için bekliyordum ki daha fazlası da gelecek.

Nereden geliyor bu çevre?

– Sosyal medyada ‘Troll cover’ yapıyordum. ‘Troll cover’, şarkıları cover’larken aynı zamanda o şarkıları ti’ye alan videolar çekmek demek. Bunu da Facebook’ta AOG isminde bir mizah grubumla birlikte gitar çalıp şarkı söyleyerek yapıyordum. İşte ben o zaman sosyal medya fenomeni oldum, tabii çok da fenomen arkadaşlarım oldu. Onlarla yardımlaşarak, onlardan destek alarak bugünlere geldim.

‘Gece Gölgenin Rahatına Bak’ ilk şarkınız. Şarkının sizce nesini sevdiler?

– Sözlerini ve dile aheste gelmesini.

“Azrail göz kırpsa, ecel bize kucak açsa…” 18 yaşındaki birisi için ağır değil mi bu sözler?

– Evet, ama… Aklıma geldi, ben de yazdım. Şarkının zaten sadece nakaratı bana ait, diğer sözleri arkadaşım Koray Albayrak yazdı.

Şarkının size uyduğunu düşünüyor musunuz?

– Tabii ki. Benim tek bir tarzım yok, bütün müzik türlerini harmanlayıp kullanmayı daha çok seviyorum. Bu şarkıda da öyle oldu. Çünkü yaşantımız biraz arabesk, biraz eğlenceli, yani karmaşık. E müziğim de dolayısıyla öyle olacaktı.

Şarkıya nasıl yorumlar geliyor?

– Kötü yorumlar da geliyor ama güzel yorumlar yüzde 99’u buluyor. Biz zaten bu yola çıkarken kötü yorumlar almayı göze aldık, o yüzden o sözlere üzülmüyorum. İnternette hakkımda yazılanlara da bakıyorum. Hakkımda sürekli yalan yanlış haberler çıkıyor.

Ne mesela?

– Doğum tarihim, yaptığım işler… Şuradan gelmişim, şuraya gitmişim, yalan yanlış yazıyorlar.

Hadi doğrusunu anlatın, hikâyeniz nerede başladı?

– 1998’de İstanbul Bakırköy’de doğdum. Haylaz bir çocuktum. Gezmeyi sevmezdim, asosyaldim. Dışarı çıkınca ya top oynar ya da kafelerde dururdum. 24 yaşında hostes bir ablam var. Annem ev hanımı, babam derici.

Müziğe nasıl başladınız?

– Ortaokul ikideydim. Hoşlandığım kızın gittiği bir gitar kursu vardı, ben de o kursa yazıldım. Gerçi ben gittiğimde o mezun olmuştu ama ben para yanmasın diye gitmeye devam ettim ve dört yıl o kursta kaldım. Şarkı da söylüyordum tabii. Müzik hep sevdiğim bir şeydi. Diğer derslerim iyi değildi ama müzik dersinde hep başarılıydım.

Diğer dersleriniz neden iyi değildi?

– Ben okulu sevmeyen bir insanım. Lise 1’de okurken iki kere sınıfta kaldım. Sonra açıktan okumaya devam ettim ama orada da işler yürümedi.

Neden?

– Sabah erken kalkmak zor geldi. Ama liseyi dışarıdan bitireceğim, sonra da üniversiteye gireceğim. Plak şirketim 2645 Records’a babamla beraber geldik. Anlaşmamıza göre benim ilk şarkım yapılacaktı ama devamı için de sözleşme imzalarken “Okulu bitirmesi kaydıyla…” diye bir madde kondu. Zaten ortamını görmek için üniversiteye gitmek istiyordum.

Dersler değil yani konu?

– Yok, o öğrenci ortamını görmek istiyorum. Konservatuvarda okumak istiyorum çünkü sadece müzikle ilgileniyorum. Söz yazmaya çalışmıyorum, yorumlayıcıyım. Slow da pop da söylüyorum.

En sevdiğiniz sanatçı?
Müslüm Gürses. Arabesk yaşantımız olduğu için… Zaten kendisi de ‘Baba’ diye adlandırılıyor. Severim.

İnstagram’da evsizler için “Biz de az Zeytinburnu sokaklarında soğuklarda yatmadık” diye yazmışsınız. Siz neden sokakta yattınız?

– Bu dediğiniz, liseye başladığım zamanlarda oldu. Sokaklarda yatmak derken kastettiğim, sokakta sabahlamaktı. Bazı sıkıntılarımız vardı. Arkadaşlarım evi terk ederdi, ben de onları yalnız bırakmak istemezdim. Yeri gelirse, yine yatarım. Arkadaş çevremle 10 yıldır hep beraberiz. Hayatıma yeni arkadaşlar nadiren girer çünkü güven problemim var.

“Aslımızı unutmak bize yakışmaz” sözünüzü de sorayım.

– İnsanlar ünlü olduğunda değişiyor ama tanınan biri oldunuz diye egolu tavırlar sergilememeniz gerekiyor. Tarzınız, konuşma adabınız değişmemeli. Biz eskiden neysek şimdi de oyuz.

Kendinizi ünlü hissediyor musunuz?

– İnsanlar sokakta durdurup fotoğraf çektiriyor. Eskiden de sosyal medya fenomenliğinden dolayı çektiriyorlardı ama şu an tabii daha fazla.

Sabah uyandığınızda ne hissediyorsunuz?

– İlk zamanlarda şarkının aldığı tıklar günde bir milyon arttığı zaman aşırı seviniyor, daha fazlasını umuyordum. Artık günde bir milyon tık daha almak beni etkilemiyor. Ancak günde dört milyon kere izlendiği zaman seviniyorum.

Sırada ne var?

-Yeni şarkım hazır, üç ay sonra yayınlamayı planlıyoruz.

Hürriyet / Kelebek 20.01.2017 Tarihli Haberden Alıntıdır.